14 Ocak 2012 Cumartesi

ilk konuşma

Blog yazma fikri önceden aklımda vardı. Sonra House M.D dizisinde bir blog yazarının tercihleri üzerine izledigim bölüm benin sanal aleme ulasmam konusunda sıkıntı yasattı. Kalp kapakcığını degistirme ile ilgili önemli bir kararı okurlarına sunuyordu. Kafamdan ne kadar korkunç diye geçirdim. Bugün twitter hesabından dünyada olanı biteni takip etmeye çalışan ama kendi sahte mahremiyetini yaratmak icin facebookunu kapattan bir iki yüzlü olarak evet söylüyorum. Yazmak istiyorum. Cünkü hayatım boyunca yarı deli kendi kendime konuştum bazen sesli konuştum. Tek cocuktum bahanem vardı. Oysa simdi baska bir dünyadayım Esimden uzakta sesim bana yabancılaşmasın kelimeler uzaklaşmasın diye yazmaya basladım

Bu blog nasıl dönüşür bir fikrim yok. Yalnızlık, biraz da sarap etkisiyle başladı. Güzel bir şehirdeyim. Bologna'dayım. 7 ay süreyle burada araştırma için kalıyorum. Tezim keyifle ilerliyor. Türkiye'de İstanbul'da beni bekleyen ailem ve dostlarım var. Geçen yılın başından beri psikologumun tespitiyle 30lu yaslara gecis bunalımı yasıyorum. 29umdan buna başlamam ironik görünsede zamanla barışık biri için ürkütücüydü inanın. Üniversitede'de araştırma görevlisiyim evim var cok mutlu bir evliliğim var ama hergün icimde büyüyen karmasayla uyanmak tabi ki beni panikletti. değerlerimin sarsıldığı bir dönemden kendimi iyilestirme sürecine girdim. Daha mı iyiyim?? Evet. bir daha bunalır mıyım? Tabi ki. İnsanla ilgili kafası karışık bir kadınım. sosyalist bir kadınım . Hergün insanın günlük hayatına bakamadığı seyleri belki de ideolojik bir arastırma güdüsüyle görüyorum. Ne zaman eleştirel teori çalışmaya başladım daha rahatlamadım politikleştim ve bugün derdim dünyayla.

Bu blog Murat'ın beni teşvikiyle yeniden hayata geçti. Unutmamak için yazmalıymışım. İyi ki unutamayacağım güzellikler var ...

2 yorum:

gizem dedi ki...

sen yaz bir blog okuru delisi olarak okurum ben... sana bir de ipucu -yapıyorsundur ya zaten birde ben söyleyeyim- "NEDEN" diye sor herşeye; aslında tek bir cevabı var ama öncesinde çok cevaplar çıkar karşına eğlenceli bir eylem...dünyayla derdine de herbirşeyle derdine de şifadır "neden" ve "cevabı"...bir de oradasın ya şimdi, öncesi sonrası yok dadunu çıkar hatun kişi:)

Feride dedi ki...

Güzelim, Burada şimdi lapa lapa kar yağıyor.Kar beni çocukluğuna götürdü Senin kendi kendine konuşmaların, herzaman bir yaratıcılık yansımasıydı: Birgün odanda elindeki resim kağıdıyla konuşup durduğunu gördüm. "Kendi kendine ne anlatıyorsun kızım? diye sorduğumda bana "Ak kağıda kar resmi yapabilir miyim?" diye sormuştun. İstersen yapabilirsin dediğimde,kağıdı kurşun kalemle karalayıp beyaz kalan yerlere, "İşte kar bunlar." demiştin. Bu olayı anlattığımda bir genç arkadaşım,radyo programında bu olaya yer vermiş bunu anlatan şirini yayınlamıştı.İşte bunun için bu konuşmaların deliliğin değil yaratıcılığının simgesi olduğuna inandım hep. Yaınladığın bu blog da beni yine doğruluyor.
Seni blog için yüreklendiren, Murat'ı da kutluyorum. Devam benim biriciğim...